BÜYÜME BOZUKLUKLARI

Büyümenin değerlendirilmesinde en çok ağırlık ve boy birlikte kul­lanılırsa da süt çocuklarında ağırlık artması, bir yaşından sonra boy uza­ması en iyi ölçektir. En çok karşılaşılan, boy kısalığı yalanmalarıdır. Boy büyümesinin değerlendirilmesi için standart büyüme eğrileri kullamhr. Gerçekte her ülkenin toplumsal özellikleri gereği ayrı büyüme eğrileri kullanması daha uygundur. Türk çocukları için, A.B.D. beyaz ırk ve batı avrupa çocukları için kullanılan büyüme eğrileri kullandır. Standart bü­yüme değerleri:

1    — Ortalama ve ortadan sapma yöntemi,

2    — Persentü değerleri, olarak kullanılmaktadır. En çok kullanılan yön­tem ölçülerin persentil eğrileri olarak gösterilmesidir. Bunların elde edil­mesinde, longitudinal yöntemin daha sağlıklı olduğu düşünülmektedir. Doğumdan püberteye kadar belirli aralıklarla ölçümü yapılan aym kız ve erkek çocuklardan elde edilir. Çeşitli yaşlardaki orta değer %50 per­sentil değerini gösterir. Boy ve ağırlık bakımından %50 persentil değer­lerinde giden bir çocuğun, 4-5 yaşlarında %10 persentile düşmesi, büyü­meyi engelliyen bir etkenin araya girdiğine işaret sayılır. Bu etken bes­lenme bozukluğu, hastalık vb. olabilir.

Büyüme ve gelişme değerlendirilmesinde çeşitli ölçümler kullamhr.

A. — Büyümeyi değerlendirme ölçümleri; 1 — Ağırlık, 2 — Boy, 3 — Baş çevresi, 4 — Vücut bölümleri oranlan, 5 — Göğüs çevresi. En çok ağırlık, boy ve baş çevresi kullanıhr.

B — Gelişmeyi değerlendirme ölçümleri; 1 — Diş çıkarma ve değişme ya­şı, 2 — Kemik yaşı, kronolojik yaşın gidişi, 3 —Nöromotör ge­lişme, 4 — Zekâ ölçümleri, 5 — Cinsel gelişme.

BOY KISALIĞI

Boyun kısa kalmasında çeşitli nedenler vardır. Bunların bir ya da birkaçı birlikte bulunabüir.

1    — Kalıtsal etkenler,

2    — Beslenme bozuklukları,

3    — Yapısal gecikmeler,

4    — Psikososyal boy kısalığı,

11


5 -

- întrauterin büyüme geriliği

(IUBG),

6 -

- Kronik hastalıklar,

 

7 -

- Endokrin bozukluklar,

 

8 -

- Kromozom anomalileri,

 

9 -

- iskelet sistemi bozuklukları,

 

10 -

- Diğer nedenler.

 

1    — Kalıtsal Etkenler : Döllenme sonucunda çocuğun edindiği genetik yapı ve genler, gelişme ve büyüme potansiyelini belirlerler. Irk ve top­lumlara ilişkin ayrıcalıklar genetik yapıya bağlıdır. Kısa boylu anne ve babanm çocukları, kısa olmaya eğilimlidir. Anne ve babanın boylarına gö­re düzeltilmiş çocuk büyüme eğrileri de yapılmıştır.

2    — Beslenme bozuklukları : Beslenme yetersizliği önce ağırlığı, sonra da boy uzamasını etkiler. (Bak. Beslenme Bozuklukları). Beslenmenin iyi düzenlenmesi, bir dereceye kadar genetik yapıyı aşar.

3    — Yapısal gecikmeler : Normal doğan çocuklarda, kalıtsal ve beslen­meye bağlı nedenler olmadan boyca geri kalma ıgözlenebüir. Puberte za­manı gecikir. Akranlarına göre puberte gecikmesi ve boy kısalığı, ruhsal bunalımlara neden olabilir. Sonra puberte başlamasıyla boy normal sı­nırlara girer. Hormonal hipofonksiyon gözlenen olgular saptanmıştır.

4    — Psikososyal boy kısalığı : Bazı çocuklar, emosyonel gerginlikleri ve çevresel koşullara tepkileri sonucu akranlarından geri kalırlar. Kemik yaşı da geri kalmıştır ve diğer kardeşleri normaldir. Hipotalamo-hipofizer sistemde baskılanmayı düşündüren belirtiler vardır. Çocuğun ortam de­ğişi irmesiyle, normal boya eriştiği görülür.

5    — Interaııterin büyüme geriliği : Bebeklerin ağırlıkları beklenenin al­tındadır. Prematürelerle karıştırılmamalıdır. Anneye, plasentaya ve fe-tüse iüşkin nedenler bulunabilir. Annenin ağır beslenme bozuklukları ge­belik toksemilerinde intrauterin büyüme geriliği daha sıktır. Uterus için­de sürdürülen yavaş büyüme hızı, doğumdan sonra düzelmezse, bu ço­cuklar küçük boylu erişkinleri oluştururlar. Boyları kısa, kemik yaşları kronolojik yaşa uygun ve pubertede gecikme yoktur. Etkin bir tedavisi henüz bulunamamıştır.

6    — Kronik hasta'ıklar : Boy kısalığı görüldüğünde, çok zaman kronik hastalıkları aramak gerekir. Konjenital anomaliler ön sırada bulunurlar. Konjenital kalp hastalıkları, malapsorpsiyon sendromları, renal tübüler bo­zukluklar, kronik akciğer hastalıklarından bronşektazi-astma-kistik fib-



roz, S.S. Sistemi sekelleri başhcalarıdır. Tedavi edilebilenlerde normal dü­zeye erişme görülebilir.

7   Endokrin bozukluklar : Büyük bir kısmı belirgin bir boy kısalığıy-la birliktedir. Büyüme hormonlarının eksikliği, hipotiroidi, diabetes mel-litus, Cushing sendromu, psödöhipoparatiroidi, erken püberte başlıcaları­dır.

8   Kromozom anomalileri : Down sendromu (Mongolizm), Tumer send­romu gibi.

9    İskelet sistemi bozuklukları : Boy kısalığı, vücut oranlarındaki de­ğişikliklerle birliktedir. Dış görünümle tanıya varılabilir. Önemli bir kıs­mını osteokondrodistrofiler oluşturur. Akondroplazi (Saray cücesi) gibi


ERKEK ÇOCUKLAR

 

Ağırlık

 

Boy

 

BaşÇev

 

Göğüs Çev.

 

kg.

 

can.

 

cm.

 

cm.

 

YAŞ

Ort.   S. Sapma

Ort.

S. Sapma

Ort.     S.

Sapma

Ort.   S.

Sapma

 

 

Y

atar

fc

e n

 

 

 

 

Doğran

3.4

0.4

50.4

 

2.0

35.3

1.2

33.2

1.8

3 Aylık

6.5

0.7

61.1

 

2.3

40.8

1.2

40.6

1.7

6      "

8.5

O.S

67.3

 

2.4

44.0

1.0

44.0

1,8

9      "

9.8

1.0

72.0

 

2.4

45.8

1.0

46.5

2.2

12      '

10.8

1.1

76.1

 

2.5

47.1

1.1

47.9

2.1

18      "

12.2

1.2

82.6

 

2.6

48.8

1.1

49.9

2.1

 

 

 

Aya

k t a

 

 

 

 

2 Yaşında

13.2

1.4

87.4

 

2.9

49.6

1.2

51.0

2.0

2i/2    "

14.3

1.5

92.2

 

3.2

50.1

1.2

51.9

2.0

3

15.2

1.6

96.4

 

? 4

50.4

1.2

52.7

2.2

 

o.*

3i/2    "

16.3

1.8

100.2

 

3.6

 

 

 

 

4

17.3

2.0

104.0

 

3.8

51.0

1.2

54.0

2.3

4i/2    "

18.4

2.1

107.6

 

3.9

 

 

 

 

5

19.4

2.3

110.7

 

4.1

51.3

1.2

55.4

2.4

6

21.9

2.6

117.7

 

4.4

51.9

1.2

56.5

2.5

7

24.6

3.2

123.8

 

4.6

 

 

58.2

3.0

8

27.7

4.0

129.9

 

4.9

52.7

1.3

 

 

9

31.0

4.0

135.4

 

5.1

 

 

62.6

3.9

10

34.8

5.9

141.0

 

5.5

53.1

1.1

 

 

11

38.8

7.3

145.9

 

6.1

 

 

67.6

5.1

12

43.2

8.6

151.4

 

6.8

 

 

 

 

13

47.9

9.5

157.5

 

7.8

 

 

72.3

5.3

14

54.0

10.1

164.8

 

8.3

 

 

 

 

15        "

60.0

9.7

171.1

 

7.3

 

 

78.6

5.2

16

64.4

9.2

175.2

 

6.3

 

 

 

 

17

66.9

8.9

176.6

 

5.8

 

 

82.3

4.6

(Katkı, Hacettepe Pediatri BlUmdalı Başasistanlığı Bülteni)

17


KIZ ÇOCUKLAR

Ağırlık                                Boy                    BaşÇev.                       Göğüs Çev.

kg.                                  cm.                         cm.                                cm.

YAŞ               Ört    sTSapma           Ört     S. Sapma- Ört     S. Sapma      Ort.   S. Sapma

Yatarken

Doğan               3.2            0.5           49.7               1.9          34.7             1.0            32.9            1.6

3 Aylık           5.9            0.7           59.2               2.1          40.0             1.2            39.8            1.7

6      "              7.7            0.8           65.5               2.3          42.9             1.2            43.2            1.9

9      "              8.9            1.0           70.2               2.5          44.7             1.2           45.6            1.9

12      •'             9.9            1.0           74.2               2.7          45.9            1.3            47.2            2.0

18      "             11.3            1.4         81.1               3.3          47.4             1.2            48.9            2.0

Ayakta

2  Yağında   12.5              1.4           86.1              3.2          48.2             1.4            50.3            2.2
2y2    "          13.6             1.6               91.1            3.4          49.0              1.4             51.5       2.2

3        "          14.7            1.8           95.4               3fi-         49.3             1.3            52,1            2.4
3ı/2    "          15.9             1.9              99.5            3.7

4                    16.9            2.1          103.3             3.9         49.9             1.3             53.5            2.6
4ı/2    '•          18.1            2.4           107.2            4,2

5            '•           19.2            2.6           110.6             4.4          50.3             1.3            54.6            2.5

6            -          21.9            3.4           117.6             4.7          50.8             1.4             56.0            2.6

7            "          24.7            4.0           123.8             5.0                                              57.1            3.6

8            "          28.1           4.8            129.8             5.3          51.8            1.4

9            "          31.6            5.8           135.3            5.6                                               61.5           4.1

 

10                         "          35.4            6.7           141.0             5.9          53.0             1.4

11                         "          40.1            7.7           147.7             6.5                                              65.9            4.7

12                         "          45.5            8.5            154.2             6.8

13                         »          50.1            8.5           159.5            6.3                                               70.5            4.8

14            '-           54.5            8.4           162.9             5.8

15                         "          57.4            8.3           164.8             5.5                                              72.8            4.6

16                         "          59.2            8.2           165.5             5.2

17                         •*           60.5            8.2           165.5             5.1                                              74.1            6.2

(Katkı, Hacettepe Pediatri BUimdalı Başasistanlığı. Bülteni)



BESLENME

Beslenme, insan gereksinimlerinin en kaçınılmaz zorunluluk göste­renidir, insanoğlu, birçok gereksinimlerinden yoksun olarak yaşama ola­nağı bulmuştur. Ama/besinin yerini tutacak özel bir formül henüz bu­lunamamıştır. Açlık, "En büyük ıstırap" olma niteliğini sürdürmektedir. Beslenmek ile doymak terimlerinin aynı şeyler olmadığı anlaşılıncaya ka­dar, fakir ve ıgüçsüz toplumlar, açlık ve yetersiz beslenmenin getirdiği "yok olma" savaşından kurtulmaya çabalamışlardır. Zengin ve güçlü toplum­lar da, aşın beslenme ya da yanlış beslenmenin getirdiği sorunlar altmda ezilmişlerdir. Gelenekleri gereği ya da raslantı sonucu, dengeli beslenme alışkanlığında olan toplumlar ayakta, kalmışlardır.

Bu gün "Beslenme Bilgisi" bir büim dalı olarak ilerlemektedir. Sağ­lıklı bir vücut ve ruh yapısının, bdr dereceye kadar beslenmeye, bir de­receye kadar da kalıtım ve çevre olanaklarına bağımlı olduğu anlaşılmış­tır.

Beslenme, yaşamın sağlıklı sürdürülmesi, büyüme ve gelişmenin sağ­lanması için, besinlerin kullanılmasıdır" diyebiliriz. Alman besinler, sindi­rim sisteminde sindirilerek öğelerine ayrılır ve vücut içindeki gerekli yer­lerde kullanılırlar. Alman besinlerin içinde belirli Öğelerin bulunmaları ge­rekmektedir, insanların gereksinim duydukları besinsel öğeler 5 gruba ayrılır. 1 — Proteinler, 2 — Yağlar, 3 — Karbonhidratlar. 4 — Madensel tuzlar, 5 — Vitaminler. Su yaşamın temci taşlarından biridir. Bütün canlılarda, biyoşimik olayların gerçekleşebilmesi için suya gereksinim var­dır. Susuz hayat düşünülemez ama su besin değildir. Besinsel öğeleri bi­linçsizce değil belirli bir oranda almak gerekmektedir. Buna da "Dengeli Beslenme" denilmektedir.

Türkiye'de beslenme, bilimsel nitelikten çok geleneksel niteliğini sür­dürmektedir. Ekonomik güçlükler, eğitimsel problemleri daha da güç­leştirmekte, bilimsel beslenmeyi bir çok kesimlerde olanak dışı bırakmak­tadır. Türkiye bir tahıl ve hayvancılık ülkesi olduğu halde, yalnız insan­lar değil hayvanlar da bilimsel açıdan açlık içindedirler, insanlar tahıl ürünleriyle doymakta, protein gereksinimlerini sağlamakta güçlük çek­mektedirler. Bu arada en güç durumda kalan çocuklardır. Fiziksel ve zi­hinsel gelişimlerini sürdürebilmeleri için gereksinimlerine özen gösteril­mek ve önem verilmek zorunluluğu vardır. ,Süt çocukluğu döneminde olu­şan besinsel yetersizliklerin, kalıcı zihinsel bozukluklara neden olacağı anlaşılmış bulunmaktadır. Enfeksiyonlara dayanıkldık da azalmakta, ölüm oranlan, yükselmektedir. Çocuklarımızın sağlıklı olarak büyüme ve ge­lişmelerini sağlamak, en önde gelen amacımız olmalıdır.