Demir Eksikliği Anemisinde Tedavi :

Demir eksikliği anemisinin en çok rastlandığı çocukluk yaşları 6-24 aylar arasındadır. Yurdumuzda yapılan çeşitli araştırmalara göre, 2 yaş altında Hb düzeyinin %10.5 gr dan aşağı ve 2 yaş üzerinde %12 den az bulunması, demir eksikliği anemisi oiarak kabul edilmektedir. En önemli özelliği, hipokrom-mikrositer eritrosit yapısıdır.

Normal Hb ve Htc Değerleri

% Hb                                    % Htc

 

 

Ortalama

-2SD

Ortalama

-2SD

Kordon kanı

16.5

13.5

51

42

7 gün

17.5

13.5

54

42

15 gün

16.5

12.5

51

35

30 gün

11.5

9.0

43

31

3-6 ay

11.5

9.5

35

28

6-24 ay

12.0

10.5

35

29

2-6 yaş

12.5

U.2

36

33

6-12 yas

13.5

11.5

37

34

12-18 yaş

 

 

 

 

Kız

14.0

12.0

41

86

Erkek

14.5

13

43

37

Demir eksikliği tedavisi oral ya da parenteral olarak yapılır.

I Oral Demir Tedavisi : Ağızdan demir alınmasına bir engel olmadığı sürece, kesinlikle ağız yolu seçilmelidir. Daha kolaydır ve ekonomiktir. Demir tuzları içerisinde sülfat tuzları, hem ucuz hem de en az mide-bar-aak yakmmalari oluştururlar. Emüimi daha iyidir. Diğer demir tuzlan da kullanılmaktadır. (Fumarat, süksinat, glutamat, glukonat, laktat). Ku­ral olarak; 2-3 mg/Kg/Gün, 3 doz olarak verilmesi yeterlidir. 6 mg/Kg/ Günden yüksek dozlarda emilim azalır ve mide-barsak yakınmaları arta­bilir. Tedavinin 3'üncü günü retikülosit oram yükselir ve lO'uncu gün, en yüksek düzeye ulaşır. Daha sonra her 10 günde bir %1 gr yükselmelidir. Bu yanıttan teşhis ve tedavide yararlanılır, istenilen Hb düzeyi elde edil­dikten sonra, 2 ay kadar demir depolarının dolması için tedavi sürdürü­lür. Demir preparatları; aç karma, öğünler arasında, meyve suyu ya da C vitaminiyle birlikte verilmelidir. Yemek sırasında alındığı zaman % 50-60 oranında emiüm azalması gösterilmiştir. Et-balık-tavuk ve karaciğerle birlikte artarken, yumurta-süt ve peynirle azalmaktadır. Çay-kahve-an-tdasit-tetrasiklinlerle de emilim azalır.



Ferro-Sanol damla, 30 mi, 1 mi ■==  20 damla = 30 mg Fe+-ı-

Ferro-Sanol B şurup, 150 mi, 5 mi = 20 mg Fe+ + +B1+B2+B6

Ferrum Haıısnuııuı şurup, 150 mi 5 mi — 50 mg Fe + B4(2 mg) -f B12(B mcg)

Ferrum Hau-smann draje, 25 draje, 40 mg Fe + B12

FVrsamal tabi. 65 mgFe, Ferro-C kompoze, Ferro-Vital kompoze.

I — Parenteral Demir Tedavisi : Normal koşullarda oral tedaviye üs-• iiıılüğü yoktur. Yalnız ÎM tedaviye yamt daha hızlıdır. İM tedavi indikas-vonları : 1 — Annelerin muntazam ilâç vermediği kanısı, 2 — G. entesti-uai hastalıklar ve entoleras (ülser, malapsorpsiyon sendromlan, entero-kolitler, ameliyata hazırlık, gebeliğin son ayları gibi). ÎM enjeksiyonların gün aşırı olması ve 2 ml'yi geçmemesi gerekir. Önce demir gereksinimi he­saplanır. (77)

Gerekli Hb-Hasta Hb

---------------------------- X 80 X Kg X 3.4 = ... mg elementer Fe.

100

Amp. Jectofer 2 cc, 100 mg Fe  (Fe-aorbitol-sitrik asit kompleksi) Anıp. Jektofer Compose 2 cc, 100 mg Fe+Folik 'asit 1 mg+B,2 100 mcg Amp. Ferrum Hausmann 2.1 cc, 100 mg Fe, 5 amp.

KROM-Cr, Atom Ağ. 52

însüline yanıt veren hücre membranlarında, insülin için kof aktör ola­rak bulunur. Vücut için gerekli bir besin maddesidir. Biyolojik aktif şek­li, CrCls olarak bilinmektedir. Erişkinin günlük krom alımı, genellikle, 10-60 mcg kadardır. Ernilimi ise, %l-20 arasmda değişik sayılar göster­mektedir. Erişkinlerde eksikliği, u'îun süre parenteral beslenme sırasın­da ortaya çıkmıştır. Çocuklarda, PEM ile birlikte bulunduğu saptanmışta*. Bozulan glükoz-tolerans-testinin, tek doz 250 mcg CrCls verilerek ve 30 günlük zaman içinde düzelerek PEM'li çocukların kiJo aldıkları kanıtlan­mıştır. Bir çok kkniklerde uygulanmaktadır. Krom, bitkisel besinlerde hayvansal besinleraen daha az yoğunlukta bulunmaktadır. Et, karaciğer, bira mayası, kepekli ekmek ve karabiber gibi besinsel maddelerde orga­nik bir bileşik olarak bulunmaktadır, içme suyunda da bir miktar bu­lunur.

'AKİK - Cu.Atom Ağ. 64

BSr çok kuproproteinlerin yapısına girer. Bir çok enzimlerin işleye­bilmesi için gereksinim duyulan besinsel bir maddedir. Sitokrom, depo­nun hidroksüaz ve lizil oksidaz enzimleri sayılabilir. Bakır yoksunluğun­la, intestinal mukozada ferros demirin, ferrik duruma oksitlenmesi, trans­ferin ile birleşerek kemik iliğine taşınmasında gerekli olan, seruloplazmin ve ferroxidaz da eksik olur. Plazmada demir, seruloplazmine bağlanmış olarak bulunur. Çok az bir kısmı albüm ine bağlanarak karaciğere ta­şınır ve depolanır. Gebelik sırasında, anne karaciğerinden fetus karaci­ğerine bakır taşınarak depolanır. Bu çok önemli bir olaydır. Anne sütü bakırdan fakir olduğundan, emzirme sırasında süt çocuğu, depo bakırı ile durumunu dengeler. Anne sütünde bulunan 400 mcg/L bakırın yeter­li olduğunu savunanlar da vardır. Bakır eksikliği bulunan süt çocukların­da, demire yanıt vermeyen hipokrom anemi gelişmektedir. Ayrıca; lö-kopeni ve iskelet şekil bozuklukları görüimektedü*. Serumda, bakır ve se-ruloplazmin düzeylerimi! düşük olması önemli bir bulgudur.

Bakır eksikliği ve demir eksikliği, diğer eksikliklerle birlikte bulunur. Karaciğer, balık ve yeşil sebzeler iyi birer bakır kaynağıdır. Diğer besin­lerin de çcğunda bulunmaktadır. Bakır eksikliği için ön koşul olarak, bes­lenme yetersizliği ve sindirim-emüim bozuklukları düşünülmelidir. Anne­sinde bakır eksikliği olduğu için, depoları düşük düzeyde doğanlar ile pre­matüreler, bakır eksikliği anemisin'.- adaydırlar.

Balar gereksinimi; Erişkinde 2-5 mg/Gün, Çocuklarda 0,04-0,15 mg/ Gün olarak düşünülmektedir.

Bakır eksikliği anemisi tedavisinde; 0,2 mg/Kg/Gün bakır verilir. Ba­kır sülfat'ın fr0,2 solüsyonunda, 2 mg/ml vardır.

Bakır, genetik bir bozukluk nedeniyle emtlememcsinden menkes sendromu, çok emilerek dokulara birikmesinden Wilson hastalığı oluşmaktadır, ikisi de eok nadir görülür.

tOD -1, Atom Ağ. 127

Tiroid hormonlarının yapısına giren ve bu hormonların üretilmesi için gerekli olan bir maddedir. Bütün omurgalı hayvanlarda tiroid bezi ve onun için de iyoda gereksinimleri vardır. Sindirim kanalından emilen iyod'-un önemli bir bölümü tiroid bezinde toplanır. Tiroid bezi tarafından iyo­dür biçiminde yakalanan iyod, elementer iyod biçimine okside edüir. Son­ra aktif biçimi olan triiodotironin (T,) ve tirokaüı (T,)'e dönüştürülür. Bezden salındıktan sonra bu hormonlar, tiroksin bağlayan globulin'e bağ­lanarak hücrelere taşımr. Bütün hücrelerde metabolik olayların hızını ti­roid hormonları belirler. Azlığında hipotiroidi, çokluğunda hipertiroidi bulguları ortaya çıkar. Hiçbir bulgu vermeden, normal fonksiyonlu bir tiroid beai büyümüşse "Basit guvatr" deyimi kullanılır, lod eksikliğine bağlı "Endemik guvartr" dünyada çok yaygındır. Ülkemizde de çok sayıda endemi bölgeleri vardır. Türkiye'de endemüc guvatr sık olmakla bir­likte, iod eksikliği kreteinizm'e yol açacak derecede değildir. Bazı bitki­sel besinlerin guvatr oluşumuna yardımcı oldukları görülmüştür. Bunlara "Guvatrojenik Maddeler" denilmektedir. îyot alımı yeterli değilse, bu bitkilerle beslenme, endemik guvatr oluşmasında önemli etken olmakta­dır. Guvatrojen besinler; kara lahana, turpgüler ailesi bitkileridir. Ayrı­ca, yer fıstığı, soya fasulyesi gibi bazı bitkisel besinlerde de guvatrojenik maddeler bulunmuştur.

İyot kaynağı olarak kullanılan bitkisel ve hayvansal besinlerle içme suları, bulundukları çevrenin iyot miktarıyla ilgili miktarda iyot taşırlar. Toprakta iyot azdır. Bu nedenle de et ve sebzelerde az miktarda bulunur. İyodun en iyi kaynağı deniz ürünleridir. Genellikle haftada 2 kez deniz ürünü yiyenlerde iyod eksikliği oluşmayacağı savunulmaktadır. Guvat-•-ız bölgelerde, normal diyette, gereksinimi karşılayacak miktarda iyod bulunur. Basit guvatr'ın yaygın olduğu bölgelerde, iyod eklenmiş yemek tuzları kullanılmalıdır.

ivod Gereksinü : Günlük alınması önerilen iyod miktarı, 0-1 yaşında 40-50 mcg, erişkinlerde 100-300 mcg olarak kabul edilmektedir. Bölgesel ve bireysel Özelliklere ve ırklara göre gereksinimin değiştiğini ileri sürenler vardır. Faıda iyodür alınması da tiroid hormonlarının sentezini ve salı­verilmesini azaltmaktadır. Bu nedenle hipertiroidizm de antitiroid üâç olarak iyod kullanılmaktadır.

ÇİNKO - Zn: Atom Ağ. 65

Tarihçe : Çinkonun memeli beslenmesindeki önemi daha önce sezilmekle birlikte 1934 senesinde saptandı. 1940'da, karbonik anhidraı/ın temel Bğesj olarak belirlenmesinden sonra, çinko içeren 40'dan çok metallo enzim tanındı. 1960'da Prasad, Ortadoğu ülkelerinde incelemeler sonunda, aşırı büyüme geriliği-hipogonadizm-anemi belirtileri olan hastalarda, çin­ko serum düzeylerinin düşük olduğunu gösterdi. Çavdar ve Aksoy, Pra-sad'ın tranda gösterdiğinden ayrı olarak, serum Zn ve Fe değeri düşük bu olguların yalnız erkek çocuklarda değil, kızlarda da olduğunu kanıt­ladılar.

Ödevleri ve bulunduğu yerler; Çinko, insan vücudundaki fizyolojik ve bi­yokimyasal işlevlerin bir çoğunda, enzimatik bir ko-faktör görevi yapan, çeşitli biyolojik membranlarm ve bazı makromoleküllerin dayanıklılığını artıran bir iz element olarak bilinmektedir. Memelilerin dokularında bu­lunan; alkalen fosfataz, karboksi peptidaz ve alkol dehidragenaz enzimle­ri başlıcalarıdır. Orak hücre anemisini engellediğine ilişkin kanıtlar vardır. Nükleik asit metabolizmasında önemli rol oynayan enzimlerden, DNA ve RNA polimeraz ve "Thymidine Kinase" çinkoya gereksinim duyarlar. Protein sentezi ve protein dönüşümü için gereklidir. Kandaki çinkonunu ' \ 75'i eritrositlerdedir.

Doğal Kaynaklan: Çinkonun en iyi besinsel kaynağı, hayvansal et ürün­leri ve banktır. Bunlar iyi emüdikleri halde, pahalı ve alınması güç besin­lerdir. Yeşil sebzelerde, suda, tahıllarda ve ceviz-füıdık gibi kabuklu be­sinlerde de bulunur. Ama bunların emilimi çok azdır. Besinleri, yenilebilir duruma getirme işlemleri yapılırken, tanelerin öğütülmesinde olduğu gibi, Zn ve diğer iz elementler ziyan olurlar. Besinlerden alman Zn, ince bar-saklardan emilir. Emilimi, kalsiyum ve fitatlar engeller. Kadminyum da bir Zn antagonistidir.

Ekmek yapımmda kullanılan mayanın, fitat değerini düşürerek; Zn, Fe, Ca ve diğer fcesin öğelerinin enülimini artırdığı kanısı yaygındır. Mayasız yufka ekmeği, içindeki fitatlar nedeniyle, Zn eksikliğine neden olduğu, îran köylerinde yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Türkiye'de bu konuyla ügili uyarılar halkımıza yapılmalıdır.

Çinko Gereksinimi: Bebek doğduğu zaman çinko doku düzeyi, erişkininle! kadar olmasına karşın, Zn deposu yoktur. Bu nedenle ilk günden başlaya­rak besinlerle alınması gerekir. Bebeğin ilk besini olan kolostrum, çinko­dan çok zengindir. Anne sütü iyi emilimli bir Zn kaynağıdır, ilk aylarda 3 mg/L bulunur. İnek sütünde daha yüksek oranda olmasına karşın, 3,7-7 mg/L kadar, emilirni azdır.

Günlük Çinko Gereksinimleri :

0 - 6   ay 3 mg Zn                            1-10 yaş 10 mg Zn

7 -12 ay 5 mg Zn                            11 -15 yaş 15 mg Zn

Çinko bu- ko-faktör, bir metallo enzim olarak görev yaptığından, hücrelerin büyüme ve çoğalmasının en çok olduğu dönemde en çok ge­reksinim duyulan bir iz elementtir.

Çinko Yetersizliği: Ülkemizde Zn eksikliği, beslenme yetersizliği ile bir kısır döngüye girmiş olarak karşımıza çıkar. Çok zaman PEM ile birlik-tedir. Alkalen fosfataz düşüklüğü, idrar ve/veya parotis salgısında, Zn azlığı ya da plazmada % 70-90 meg'dan düşük Zn bulunması ile tanı konur. Çinko eksikliği tahılla beslenen yörelerde daha çok görülür.

insanda, besinsel ve diğer kaynaklardan alınması gereken Zn'in sağ­lanamaması sonucu oluşan Zn yetersizliği ortaya çıkar. İştahsızlık, anemi, pika, kıllanma bozukluğu, hipogonadizm, koku ve tat alma boznklukları, gelişme ve büyüme geriliği, cücelik, cüt lezyonları, yara   iyileşmesinde gecikme, diyare gibi semptomlar görülür.

Tedavi :

I mg'Gün, 3-6 ay kullanılması yeterli olmaktadır. Bu doz iyi bir diyetin sağladığından çok değildir. Acrodermatitis Enteropathica'nın sağaltımında, biraz daha çok miktara gereksinim vardır. Genellikle, Çin­ko sülfat heptahidrat (Zn SO.„ 6 H20) biçiminde verilir. 4,5 mg/Kg/Gün Zn S04 = 1 mg/Kg/Gün Zn+ ' dir. Zn SO., gastroentestinal sistem için irritan bir maddedir. Ama yemekle beraber verildiğinde iyi tolore edilir. Toksik etkisi yoktur. Yüksek dozda ve çok miktarda verilince, Pe ve Cu emilimini olumsuz etkilenerek, demir eksikliği anemisine neden olmakta­dır. Sulfate de Zinc 75 mg, paket No: XX 1x1 yemek arasında.

Korunma :

En etkin önlem, anne sütü ile beslenme ve/veya ek besinlere zama­nında başlamaktır. Çocuk beslenmesinde kullanılan bir çok süt tozu ma­malarına Zn eklenmektedir. 4 mg/L eklemek, prematüre ve Düşük-Do­ğum - Ağırlıklı süt çocuklarım da korumaktadır. Tam parenteral beslen­mede olan süt çocuklarına, 40 mcg/Kg/Gün Zn++ parenteral sıvıya eklenir.

KÜKÜRT - S, Atom Ağ. 32

Hücre proteinlerinin yapışma giren, hücrelerin hepsinde bulunan bir elementtir. Yapısal proteinler dışında, bir çok enzim ve hormonun yapı­sında kükürtlü amino asitler bulunmaktadır. Amino asitlerden metionin ve sistein ile vitaminlerden, tiamin ve biotüı kükürt atomu içermektedir. Kükürt atomu proteinlerden sağlanabildiğine göre, tek başına eksikliği, insanlar için söz konusu olmamaktadır. Protein eksikliği tablosuna gire-büir.

STRONSİYUM - Sr, Atom Ağ. 88

însan kemiklerinde bir miktar bulunmaktadır. Doğada da yaygın olarak bulunmasına karşın, yaşam için gerekliliği kanıtlanamamıştır.

KOBALT - Co, Atom Ağ. 59

B12 vitamininin yapısına girdiğinden, insan ve diğer hayvanlar için emlidir. İnsanlar, B» vitaminini hazır olarak almak zorundadırlar. Şi­ve koyunlar ve diğer bir kısım   hayvanlar, sindirim   sistemlerindeki kteriler yardımıyla kobalt'ı kullanarak B12 yaparlar. Kobalt,   yüksek

67


dozlarda zehirlidir. Guvartrojenik olduğu kanıtlanmıştır.    Kardiyomiyo-pati ve hipotiroidi yaptığı da gözlenmiştir.

SELENYUM - Se, Atom Ağ. 79

Hücre membranlarını oksidatif yıpranmaya karşı koruyan bir ele­ment olarak, E vitaminine benzer etki oluşturmaktadır. Sıçanlarda, gebe­liği sürdürmedeki etkisi dışında, eksiklikleri aynı semptomları vermekte ve birinin eksikliğini diğeri gidermektedir. Doğada yaygın olarak bulunur. İnsan ve hayvan beslenmesinde önemli bir element olarak görülmekte­dir. Selenyumdan zengin en önemli besin balıktır. Etlerde de çok bulu­nur. Tahıllarda da bir miktar vardır.

MANGANEZ - Mıı, Atom Ağ. 55

Kıkırdak dokusunda, proteoglikan'ların yapısında görevli, enzimler­den fosfotransferaz ve fosfohidrolaz'Iann işlemesinde kofaktör olarak gereklidir. Karbonhidrat metabolizmasında da rolü olabüeceği düşünül­mektedir. Yalnız fabrika yemi ile beslenen kümes hayvanlarında man­ganez eksikliği salgınları olmuştur. Manganez, en çok çayda ve sebzeler­de bulunur Tahıllarda da vardır. Etlerde az ve yetersizdir. Günlük gerek­sinim 5 mg kadardır.

VANADYUM - V, Atom Ağ. 51

Diş çürümesi ve kolesterol metabolizması ile ilgili görevleri olduğu sanılmaktadır. İnsanlarda eksikliği ya da zehirlenme durumu gösterile­memiştir. En çok bulunduğu besin turptur.

y ALÜMİNYUM - Al, Atom Ağ. 207

İnsan için gerekli bir madde olduğu gösterilememiştir. Doğada yay­gın olarak bulunur. Suda erimez denilebilir. Bu nedenle, mutfak eşyası yapımında kullanılır. Tedavide, antiasit olarak kullanılan aliminyum hid-roksit'üı barsak kanalında hiç enülmediği düşüncesinin sağlam insanlar için geçerli olduğu, kronik böbrek yetersizliği tedavisi gören hastalarda birikerek, beyin hasarına yol açabildiği gösterilmiştir.

 KURŞUN - Pb, Atom Ağ. 207

İnsanlar için gerekli ya da yararlı bir element olduğu gösterilememiş­tir. Tersine .uygarlıkla birlikte kurşun zehirlenmeleri çoğalmaktadır. Kurşun işleyen fabrikalar, akü sanayü, kurşunlu boyalar, kurşun oyuncaklar vb. kurşun zehirlenmesine neden olabilmektedir. Sigara dumanın da da önemli miktarda kurşun bulunabilmektedir.

MOUBDEN - Mo, Atom Ağ. 96

Önemli enzimlere kofaktörlük ettiğinden, insan beslenmesinde gerek­li bir madde olarak kabul edilmektedir. Ancak insanlarda eksikliği tanım­lanmış değildir. Diş çürüklerinden koruduğu öne sürülmektedir. Çok mik­tarda alındığı zaman, gut'a benzer bir tablo ile bakır eksikliği tablosu­nun oluştuğu ileri sürülmektedir.

LİTYUM - Li, Atom Ağ. 7

însan ve hayvan beslenmesinde gerekli olduğuna ilişkin bir kanıt yoktur. Sularda, suların sertliği ile paralel olarak bulunmaktadır. Koro-ner hastalıklarından ölüm oranını azalttığı ileri sürülmektedir. Psikiyat-ri'de, mani-depresyon tedavisinde kullanılmaktadır. Böbrekler için toksik etkisi vardır.

KALAY - Sn, Atom Ağ. 11

insanlarda kalay eksikliği gösterilememiştir. İnsanların kullandıkla­rı besin kapları ve konserve kutularının kalaylı olması nedeniyle oldukça yüksek miktarda kalay alındığı sanılmaktadır. Toksik doz, '4 mg Kg ka­dardır. Bulantı, kusma, ishal gibi gastroentestinal yakınmalara neden ol­maktadır.

BOR - B, Atom Ağ. II

İnsanlarda ve hayvanlarda gerekli olduğu gösterilememiştir. Bitki­lerin büyümesi için gereklidir. Yiyecekleri koruma maddesi olarak kul­lanılması artık uygulanmamaktadır.

ARSENİK - As, Atom Ağ. 75

Organizma için çok az miktarda gerekli olduğu hayvan deneyleriyle gösterilmiştir. Çok yaygın bir element olduğundan, eksikliğine rastlanma­mıştır. Büyüklerde, 3,5 mg/Gün'den çok alınması zararlı olarak kabul edilir. Bazı ülkelerde, büyümeyi hızlandırdığı gerekçesiyle tavuk yemle­rine karıştırılmaktadır.

KADMIUM - Cd, Atom Ağ. 112

İnsan için gerekli olduğu gösterilememiştir.

CIVA - Hg, Atom Ağ. 201

İnsan ve hayvanlar için gerekli besinsel bir madde değildir. İnsanlar­da görülen zehirlenmeler bakımından Önem taşır. Diş dolgularında kullanılan amalgam cıva emilmez. Cıva ile kirlenen sulardan bitkiler ve balık­lar cıvayı vücutlarında toplarlar. Genellikle bu balıkları yiyenlerde zehir­lenmeler görülmektedir.

SİLİSYUM - Si, Atom Ağ. 28

İnsanlarda eksikliği açıkça gösterilmemiştir. Doğada yaygın olarak bulunan bir maddedir. Suda çok az erir.